körmüş, (görülmesi kabil olup da, duyulması mümkün olmıyan) yenilik, yeni şey; uktunğ bele ukmuştu? kördünğ bele körmüştü folk. yeni haber duydun mu? , yeni şeyi gördün mü?
körnök, levhâ, tabelâ.
körö, (önce gelen ablatif ile)nisbeten; … olacak yerde… ; andan körö mektepte bar: bunun yerine (bunu yapmaktansa en iyisi) sen mektebe git!
körögöç, iyi gören; uyanık.
körögöçtük, uyanıklık; göregenlik.
körök = = körökçö.
körökçö: bul körökçö yahut mından körökçö (memnuniyetsizlik ifade ederken) eğer böyle olursa, böyle olmaktansa daha iyi; bul körökçö kelbey ele koysomçu: o halde en iyisi ben gelmiyeyim.
körönğgö, kımız mayası.
körönğgölüü, mayalı (kımız hakkında) körönğgölüü kımız: bol kımız.