körümdük, yeni doğan çocuğu (karş. centek) yahut güveyin köyüne gelen gelini görmeye gelenler tarafından getirilen yiyecek yahut hediye.
körün- , görünmek, görünür olmak, gözükmek; emine körünböy kettinğ? : neden görükmez oldun? neden çoktan görünmüyorsun? ; biröönün katını biröögö kız körünöt ats. başkasının karısı kız gibi görünür.
körünö, 1. ayan, zahir, açık, aşikâr; körünö dalil: açık delil; körünö al- : açıkça almak; abıdan körünö boldu: tamamiyle vazıh oldu; 2. zahiren, görünüşe göre, resmen; men körünö konok eesi bolğonum menen, konok kamın Saadat kördü: resmen ben ev sahibi olmamla beraber, misafirlerle Saadet meşgul oldu.