kubanıç, sevinç, kıvanç.
kıbanıçtuu, sevinçli; kubanıçtuu könğül menen: sevinç duygusu ile, heyecanla.
kubanış I, sevinç.
kubanış- II, hep beraber kıvanmak, sevinmek.
kubant- , sevindirmek, neşelendirmek.
kubantuu, işs. kubant- ’ dan.
kubanuu, işs. kuban- ’dan.
kubar I = = kubaar.
kubar- II, solmak (yüz hakkında) ; sararmak, ağarmak (ot hakkında) .
kubarınğkı, hafifçe soluk (yüz hakkında) ; bir parça sararmış (ot hakkında) .
kubarınğkılık, beyazımsılık, hafif tertip solukluk.
kubart- , solmaya, sararmaya sebebiyet vermek, kurutmak.
kubartuu, işs. kubart- ’ tan.
kubaruu, işs. kubar- II’ den.
kubat, a. kuvvet, gayret.
kubatsız, kuvvetsiz, aciz.
kubatsızdık, kuvvetsizlik, zafiyet.
kubatta- , kuvvetlendirmek, takviye etmek; müzaheret etmek; kubattap süylööçü: lehte söyliyen; (bir namzedin, bir teklifin) lehinde söz söylemek.
kubattal- , takviye edilmek, sağlamlaştırılmak.
kubattaluu, işs. kubattal- ’ dan.
kubattan- , kuvvetlenmek, gayretlenmek.
kubattandır- , takviye etmek, daha gayretli bir hale koymak.
kubattaş- , müş. kubatta- , den.
kubattoo, 1. kuvvetlendirme, tekit etme; 2. muzaheret; lehte (müdafaa ederek) söz söyleme.
kubattooçu, taraftar, lehte (müdafaa ederek) söz söyliyen.
kubatuu, kuvvetli, enerjik, gayretli.
kubometr, r. metre mikâbı.
kubul- , değişmek, tahavvül etmek, kararsız, devamsız olmak, renkten renge girmek, yeni bir şekle girmek; köl beti tümön kubulat: gök yüzü renkten renge giriyor.
Dostları ilə paylaş: |