kulğuna = = koton.
kulk I, a. hulk, seciye, gidişat; kulku caman yahut kulku buzuk: tabiatı fena, ahlâkı bozuk.
kulk II, bir mayiin “ğıl ğıl” etmesini taklittir; kulk ettir- : “ğılk” gibi bir ses çıkacak tarzda yutuvermek (birden devirmek) .
kulku, (kulaktaki) kir.
kulkulda- , hırsla bakmak, göz komak başkasının eşyasına göz dikmek.
kulkun, a. boğaz, hulkum; kulkunu caman: namussuz, rüşvetçi; kulkunğa sal- yahut kulkunğa kuy- : başkasınınkini benimsemek, kabullenmek, dercep etmek; kulkunu tıyıldı: iştahını tatmin etti.
kuloo, işs. kula- II’ den.
kulp = = kulpu.
kulpta- = = kulpula- .
kulpu, f. kilit.
kulpula- , kilitlemek.
kulpulan- , kilitlenmek, kilitlenmiş olmak.
kulpulat- , kilitletmek.
kulpun- = = kulpur- .
kulpunt- = = kulpurt- .
kulpur- , renkten- renge girmek, menevişlenmek, rengârenk olmak.
kulpurt- , et. kulpur- ’ dan.
kulpurun- , mut. kulpur- ’ dan; 1. renkten- renge girmek; 2. hafif ve süzülerek dalgalanmak.
kult, anî ve göz kıpınca ceryan etmiş bir hareketi ifade eden nida; kult etip: dakkasında; oozunan kanı kult etti: ağzından kan fışkırdı; kalt- kult et- : irkilmek.
Dostları ilə paylaş: |