aşa - , tatamak ; yemek ( ağza azar azar alarak) ; içmek ; bk . aralat .
aşam , bir defada ağza konulmasımümkün olan yiyecek miktarı , lokma ; bir aşam et : bir parça ( lokma ) et .
alar , a . aşar ; emece ; emece suretiyle yapılan iş ( hayvan ve emek vermek suretiyle karşılıklı yardım ; İnkilaptan önce fakirleri istismar etmek maksadiyle zenginler bundan istifade ederlerdi ) .
aşarçı , aşara iştirak eden ( bk . aşar ) , emecci .
aşat - , I , deriyi tüyü dökülmek üzere , içine bir madde atılan kaba komak , sepilmek .
aşat - , II 1 . birisinin ağzına lokmayo bizzat kendi eliyle koyarak ikram etmek ; et aşat , at aşatsanğ beş aşat ) tekelreme ) : eti ağza ver , ağza verirsen .beş defa ver ! 2 . mec . sövmek .
aşatkı , maya ( deri için ) .
aşattır - , et . aşat – I den ; teri aşattır - : deri sepiltmek .
Dostları ilə paylaş: |