kundak , 1. çocuk beşiği ; 2. kundak (tüfeğin) , dipçik.
kunduz, 1. su samuru : lutra ; 2. atın tırnağının üstünde dar tüy çizgisi, iklili; kunduzunan kan alıptır: atın ) tırnak iklilinden kan almış: 3. dostara kunduz : yıldız adıdır, ( ki tefeüllerde uğursuz sayılır ).
kunduzda- , elbisenin kenarlarını su samuru kürkiyle çevirmek (süslemek).
kunduzdat-, su samuru derisiyle çevirtmek.
kunkor , 1. tar. kan pahasına ödemeye mahkûm olmuş:
kunsuz, 1. tar. öldürüldüğü takdirde onun için kan pahası ödenmiyen kimse; cezaya çarpmaksızın öldürülmesi yahut sakatlanması caiz olan adam; 2. paha biçilmiyen, kıymetli.
kunt, 1. dikkat, özen, ilgi, kunt koyup oturat : oturuyor ve dikkatla okuyor ; 2. adet ; kunt al- : alışmak.
kunttuu, çalışkan, dikkatli, ilgilenen, alakayı gösteren.
kunuk, f. çirkin, menfur.
Dostları ilə paylaş: |