|
|
səhifə | 1195/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| kuyanğkılık, fırsatcılık, kurnazlık, hilekârlık.
kuydu: çaldı- kuydu, bk. çaldı.
kuydur-, et. kuy- ııı’ten.
kuydurt-, et. kuydur-’ dan.
kuydurt-, et. kuydur-‘dan.
kuyka, yahut kuyka teri: kafa derisi; açka cegen kuykanı tokto unutpa! ats.: açken yediğin deriyi, tokken unutma!; kuykası yahut kuyka terisi kuruştu (yahut tırıştı): (kafa derisi kırıştı) hırslandı, aşırı derecede kızdı, kudurdu, kendinden geçti.
kuykula-, ( tavuğun, koyunun v.s.’- nin) derisinin tüylerini yakmak, ütülemek, irik kuykula-: bütün bir koyun gövdesinin tüylerini yakmak.
kuykalan-, tüyleri yakılmak, ütülemek, sathı yanmak.
kuykalat-, et. kuykala-‘dan.
kuykul, sarımtırak; kuykul sakalduu: sarımtırak (bakılmamış) sakalı.
kuykum, yakılmış deri, yün kokusu.
kuyma, dökme.
kuymak, kaygana.
kuymaluu, dökülme, dökme; kuymaluu altın: dökme altın, dökme altından.
kuymulçak, kuyruk sokumu; uy kuymulçak: kuyruk kılları bol ve dağınık olan (atın yürürlüğünün beldeğidir).
kuypulan-, dolandırmak.
kuyruk, 1. kuyruk; kuyruk ulaş bastır: katar halinde yürümek ( bir atın diğerinin kuyruğuna gelmek süretile) ; artınan kuyruk ulaş itter bara catat: peşinden katar halinde köpekler gidiyor; kıl kuyruk: 1) step kekliği; 2) çatal kuyruk ( bir nevi ördek: anas acuta) ; 3) ince kuyruklu (at hakkında) ; 4) lâgar beygir; 5) at; kıl kuyruktardınğ asıldarın minip: asîl atlara binerek ; ayrı kuyruk: 1) çaylak; 2) bir yabanî hayvanın adıdır; ketmen kuyruk: karakuş nevilerinden biridir; töö kuyruk: (deve kuyruk) astragalus otu; ak kuyruk çay: bir nevi çay; may kuyruk: yumuşak kısımlar (kıç) ; kuyruğu üzülüp kaldı mec. kanatları kırpılmış ( harf. kuyruğu kopmuştur) ; kuyruktun uçu menen tik (yahut tenğ) atıp kaldı: içi şiddetlice sürüyor; 2. kadın “ sarığı” nın arkaya sarkan kısmı (bu manayla bazan kuyruk alğıç dahi denilir); 3. yaradak (birine tâbi olan ve daima onu tutan) kulaktardınğ kuyruğu: “kulak” lar (ağalar) ın yaradığı ; 4. zürriyet.
kuyrukta-, kuyruğundan tutmak, yakalamak; cılkını kuyrukta-: atı kuyruğundan tutmak.
kuyruktaş-, birbirinin peşinden yürümek, katar halinde gitmek; kündör kubalaşıp, kuyruktaşıp ötüp catat: günler birbirini kovalayıp geçip gitmektedirler.
kuytan: kuytan oynot-: insanın başını ağrıtmak, taciz eylemek.
Dostları ilə paylaş: |
|
|