küügüm, alaca karanlık; küügüm talaş: alaca karanlığın bitip, gecenin çökmeye başladığı zaman; küügüm kirdi: karanlık çökmeye başladı.
küügümdö- , karanlık çökmek.
küügümdön-, karanlıkla örtülmek, karanlık basmak, çökmek ( gece hakkında ); küügümdönüp şam canğan folk. : donuk bir surette mum yanmış.
küügümdöt- , karartmak, karanlık, müphem yapmak.
küüldö- , 1. tınlamak, uğuldamak; 2. intizamsızca ve yüksek sesle konuşmak.
küüldö- , 1. düzen vermek, akort etmek ( musiki aleti ); komuz küülö- : kopuza düzen vermek; 2.nişan almak; nayza küülöp al- : mızrakla saldırma vaziyeti al ! ; kanat küülö- : kanatı düzeltmek, germek; mec.serbest yaşamak, kışkırtmak, hevesini uyandırmak; baralı dep küülödü: gitmeye heveslendirdi; 4. kükremek ( inek, koyun hakkında ); 5. arzu ile yanmak, şiddetli arzu etmek.
küülön- , 1. gittikçe artan hızla hareket etmek; atalet (inertie) kanunu üzerine hareket etmek; küülönüp ketip cığıldım: ihtiyatsız hareket ederek, kendini tutamadı ve düştü; 2. kıçın kıçın giderek kuvvet toplamak ve harekete hazırlanmak; küülönüp- küülönüp uçup ketti: (kuş) önce gereği gibi hazırlandı ve uçtu gitti; 3. kuvvet toplamak, dinlenmek, istirahat etmek; küülönüp iştedim: kuvvet toplayıp çalıştım, gayretle çalıştım; ala küülön: endişeli ve intizar durumunda bulunmak.
küülöndür- , iyi bir duruma koymak, çeki- düzen vermek.