küymön- , 1. kendi üzerinde giyimi düzelterek silkmek; 2. bir yandan öbür yana dönerek yatmak, kımıldamak; kümönüp cattı: bir yandan öbür yana dönerek yattı.
küyöö, güveyi, damat, genç koca; küyöö bala: kendi karısının büyük hemşeresi, yahut onun yaşça büyük olan kadın akrabası karşısnda erkek; küyöö coldoş bk. coldoş.
küyöölü-, nişanlı kızı nişanlı delikanlı sıfatiyle ziyaret etmek ve onun yanında gecelemek.
küyörmön, acıyan, hayırhahlık gösteren.
küypölöktö- = = küypönğdö-.
küypönğdö-, 1. telaş etmek, uğraşmak, şurasını-burasını karıştırmak suretiyle meşgul olmak, ileri-geri yürümek; üydön çıkpay ele küypönğdöp atat: evden çıkmıyor boyuna evde bir şeylerle uğraşıyor; 2.yaranmak.
küypönğdöt-, et. küypönğdö-` den.
küypül-, 1. gayet arık, zayıflamış, tüyleri dökülecek derecede bitkin; 2. dağınık tüylü, perişan saçlı.
Dostları ilə paylaş: |