küyöö, güveyi, damat, genç koca; küyöö bala: kendi karısının büyük hemşeresi, yahut onun yaşça büyük olan kadın akrabası karşısnda erkek; küyöö coldoş bk. coldoş.
küyöölü-, nişanlı kızı nişanlı delikanlı sıfatiyle ziyaret etmek ve onun yanında gecelemek.
küyörmön, acıyan, hayırhahlık gösteren.
küypölöktö- = = küypönğdö-.
küypönğdö-, 1. telaş etmek, uğraşmak, şurasını-burasını karıştırmak suretiyle meşgul olmak, ileri-geri yürümek; üydön çıkpay ele küypönğdöp atat: evden çıkmıyor boyuna evde bir şeylerle uğraşıyor; 2.yaranmak.