masılat = maslet.
masır, üzür kelimesinin tekidir.
masıykat, a. Kırgız melodilerinden birinin adıdır.
masilet = maslet.
maskara, a. rezalet, kepaze olmaklık; alay etme; maskara kıl-: terzil etmek; maskara bol-: rezil olmak.
maskaraçılık, rezalet, kepazelik.
maskarala-, alay etmek. terzil etmek, kepaze etmek.
maske, r. maske.
maslet, a. nasihat, müşavere, iyi akıl, maslahat; maslet kıl-: müşavere etmek, istişare eylemek.
massa, r. kütle, kitle, kalabalık.
mastan: mastan kempir mit.: 1. kocakarı kılığında olan, gûya insanın topuğundan kanını emen ecinniler soyundan bir varlıktır; 2. hilekârlıkla temeyyüz eden efsenevî bir kocakarı.
masten = nastan.
master, r. usta
mastık, sarhoşluk, masıkka cenğdir, bk. cenğdir.
maş I, f. zeytinî renkte olan ufak nohut.
maş II, a. mahir, ihtisas edinmiş olan, işini bilen; cazuuğa maş: usta çabuk yazan; sözdü maşına keltirip ayttı: isabetli söz söyledi; tülküdöy maş: tilki gibi kurnaz; maş kıl-: temrin yapmak.
maş III, (r. «mast» ) iskambil kâğıtlarının rengi.
maşa f. I, 1. tetik; maşasın tartıp aldı deyt, pars dedirip saldı deyt folk.: tetiği çekti diyor, gürültü ile ateş etti diyor; 2. (tüfeğin) falya deliği.
Dostları ilə paylaş: |