maşa, II f. bir nevi sinek.
maşak, başak.
maşakat, a. meşakkat, zahmet, azap; maşakat tart-: zahmete katlanmak; azaplanmak.
maşakattan-, azap çekmek, zahmete katlanmak.
maşakattuu, güç, zahmetli.
maşakta-, başak toplamak; buuday maşakta-: buğdayın yeşil başaklarını koparmak; apiyim maşakta-: haşhaşın kapsüllerini toplamak.
maşaktoo, işs. maşakta-’dan.
maşaktuu, başaklı.
maşar = makşar.
maşat, pınar, kaynak.
maşayık, a. dn. veli, meşayıh.
maşığuu, temrin; el alışıklığı edinmek, gereği gibi alışmak, öğrenmek.
maşık I = maş II.
maşık- II, idman etmek, alışmak. meşketmek, meleke hasıl etmek, maşıkkan: tecrübeli, uzlaşmış; maşıkkan maşinistka: usta daktilo kadın; kolu işke maşıkkan: eli işe alışmış.
maşıktur-, alıştırmak; meşkettirmek, meleke hasıl ettirmek.
Dostları ilə paylaş: |