munu, munun, bk. bul I.
muptu, a. müftü, fetva veren kanunşinans(bk. batıba)
mura = murat.
murakır = mırakır.
murap I, f. köyde veya kasabada sulama tevzii işlerine bakan memur, mirâb.
murap II = mıras.
muras II mıras.
murat, a. gaye, arzu, murad; baylıkmurat emes, coktuk uyat emes ats. : zenginlik-gaye değil, fakirlik ayıp değil.
muraz I = mıras.
muraz II = murat; sen emne murazğa cettinğ? : sen ne muradına erdin? .
murç, f. siyah biber. (*)
murça, serbest zaman, boş vakit; murçam cok yahut murçam tiybeyt: vaktim yok meşgulüm.
murçu-, elden kaymak (aşık oyununda çelik hakkında) .
murçuy-, somurtmak; (memnuniyetsizlik ifade ederek) dudak bükmek; murçuyup kabağın tüyüp kuydu: dudak büktü ve kaşlarını çattı; ırancığan tüs menen murçuyup bir karap aldı: somurtarak ce muğber bir tarzda bir baktı; asımay tartkanda murçuyup kalat: enfiyeyi dil altına atarken dudakları iğritiyorlar.
murda, önce, daha evvel; mınadn murda körülbögön türdö: bundan önce görülmemiş şekilde; baarınan murda: her şeyden evvel; elden murda: 1) herkesten önce; 2) her şeyden önce; kün murda: vakti zamanında, önceden, münasip zamanında,; möönöttön murda: vadesinden önce, müddeti gelmeden.
Dostları ilə paylaş: |