muunçul, gram. hece teşkil eden.
muundur-, boğmak.
muunduu, 1. boğumlu, mafsallı; 2. gram.
hecelerden teşekkül eden; eki muunduu: iki heceli (kelime) ; 3. (etrafında) çentiği olan.
muunt-, = muundur; cakasın muunta karmaştı: biri-birinin yakasına sarıldılar.
muuzda-, boğazını kesmek, boğazlamak.
muuzdal, pas. muuzda-‘dan.
muuzdoo, 1. boğazlama; 2. boğazlama yeri (boğazlarken bıçağın geçeceği yer) .
muyru, iyri sözünün tekidir; iyri-muyru: eğri-büğrü, şaşı, yılankavî.
muyu-, 1. inanmak, kanaat hasıl etmek; güvenmek; 2. ehemmiyet vermek; 3. peşinden takip etmek; 4. bir şeye, bir işe gönül bağlamak.
muyuş-, muyu-‘dan müş. (= muyu) .
muz, buz; muz carğıç: buzkıran (gemi) ; cürögünö muz boldum folk. : “yüreğine buz oldum” : ben om da nâhoş hisler ve hâtıralar uyandırdım.
muzda- buz kesilmek, donmak, pek fazla soğumak; cüröğüm muzdadı: hayal kırıklığına uğradım, soğudum, küstüm; muzdadı senden soğudum.
muzdak, buz gibi, soğuk, donmuş; muzdak suu: soğuk su, buz gibi su.
muzdat-, buza çevirmek, dondurmak; cürögömdü muzdattı.beni hayal kırıklığına uğrattı, soğumaklığıma sebeb oldu.
Dostları ilə paylaş: |