namısköy, a-f. alıngan.
namısköylük, alınganlık, hırsı cah, izzetinefs.
namı stan-, 1. utandırmak; 2. gücenmek, küsmek.
namıyan, a. para çantası, para kesesi.
namız = namıs.
manızdan- = namıstan-.
namirken = amirken; namirken ötük: rugan çizme.
nan I, f. ekmek, yufka; nan koy- es. ant içerken önüne ekmek koymak; seni nan urar! : seni ekmek çarpsın; nan kıl-: yufkaya döndürmek; yassılatmak, ezmek; mec. yok etmek, imha eylemek.
nan- I = ınan-.
nanğısız, inanılmayacak, muhtemel olmayan.
napaka, a. = aliment.
naps, napsi = apsi.
nar, tek hörgüçlü deve; nar kesken: iyi kılıç, çelik pala; usta menen dos bolsonğ, nat keskenin alarsınğ ats. : demirci ile dost olursan, çeilk pala alırsın.
narağırak: narağırakta: bir parça ötede.
narat, kon. = naryad.
narazı = naarazı.
narcak = arcak.
naret = naryad.
narı = arı.
narık = nark.
narın, 1. üzerine çorba dökülmüş ve ufak doğranmış etten ibaret olan yemek; aşap alıp ketsin dep, narın tartıp koydurup folk. : yesinler diye onlara narın çekti; 2. = beş barmak 2 (bk. barmak ) .
Dostları ilə paylaş: |