nayzaçı = nayzakar.
nayzağay = çağılğan.
nayzaker, f. nizedar (kargı, mızrak ile silâhlanmış olan asker) .
nayzala-, mızrak, kargı ile iş görmek; mızrak, kargıyı saplamak.
nayzalaş-, mızrak ile dövüşmek.
naz, f. kırıtma, naz; kızı bardın nazı bar ats. : kızı olanın nazı da vardır.
nazar, a. bakış, nazar; nazar sal-: göz gezdirmek, dikkat etmek; er nazar tiygen: muvaffakiyetli; nazarı aç; ıymanduu kişi andan kaç zarı aç; ıymanduu kişi andan kaç ats. : zenginin oğlu aç gözlüdür. imanlı (namuslu) adam ondan kaçsın.
nazdan-, nazlanmak, kırıtmak.
nazdık, naz, kırıtma.
ne = emine; keldik ne, kelbedik ne? : geldik, gelmedik ne ehemmiyeti var! : ne bara cok: her ihtimale karşı.
nebak = ebak.
neçen, neçe, 1. kaç; bir neçen: birkaç; neçender: bir çokları; 2. (onlar, yüzler, binler ile bir arada oldukta) küsûr; otuz çene som: otuz küsûr ruble.
neet, a. 1. niyet, düşünce; neeti ak: namuslu, temiz kalbli; ak neet: temiz niyet; namusluluk; ak neet emgek: namuskârane emek; 2. güven, umut.
neettik: ak neettik: namusluluk, fena niyet, fena düşünce.
neettüü: ak neettüü: namuslu; kara neettüü: namussuz; kötü niyetli.
neettüülük: ak neettüülük: namusluluk; ak neettüülük menen: namusluca, insaflıca.
Dostları ilə paylaş: |