|
okşoştuk, benzeyiş, müşabehet.
okşoştur-
|
səhifə | 1319/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| okşoştuk, benzeyiş, müşabehet.
okşoştur-, benzetmek, benzer hale koymak; okşoşturup ur: şiddetle vurmak dövmek.
okşotuu, benzetme.
okşoy-, somurtmak, surat asmak; aldırğan bürküttöy okşoyup oturat: avını kaçırmış karakuş gibi somurtmuş.
okşu, = lokşu; oozuna kelgenin okşuy beret: ağzına ne gelirse, şunu söylüyor (manasız şeyler söylüyor) .
okto I, 1. = nokto; 2. (rad. ) düğüm.
okto- II, silâh kurulmak; oktolğon mıltık: kurulmuş tüfek.
okkyol- II, 1. sıçramak; caşında cigit oktolot, caşağanda toktolot ats. : gençlikte yiğit sıçrıyor, yaşayınca ağır başlı oluyor; 2. ileri atılmak; kıvrılmak (yılan hakkında) ; cılan oktolup cüröt: yılan kıvrılarak sürünüyor (kâh kalkarak, kâh inerek) .
Dostları ilə paylaş: |
|
|