oktorul-, dalgalanarak akmak (diyelim, taşlar üzerinden akan su hakkında) ; 2. mec. bütün vücudiyle öne doğru iğilerek bir çeyin üzerine atılmak.
oktos-, âni bir dönüş yapmak, birden bire bir yana sıçramak (mes. , ürkmüş at hakkında) .
oktot-, et. okto- II-‘den.
oktuk, ok, kurşun, gülle malzemesi; bir şeyin, ok, kurşun, gülle için zarurî olan miktarı.
oktyabr, r. ekim ayı.
oku-, 1. okumak; kitep oku-: kitap okumak; namaz oku-: namaz kılmak; 2. öğrenmek (okumayı, yazmayı, ilimleri) ; mektepte okup cürgön: (o zaman) mektepte tahsilde idi.