onğkogoy, uzun ve ince; onğkoğoy murun: büyük, ince burun.
onğkorok, (rad. ) öne çıkık duran.
onğo- =onğdo-.
onğol-, düzelmek, yoluna konulmak, onulmak; oorysunan cakşı onğolup kaldı: hastalıktan büsbütün iyileşti; cerinen ooğan cük onğolboyt ats. : yerinden oynamış olan yük (denk) artık düzelmez; ıntımak bolboy, iş onğolbos ats. : ittifak olmadan iş yürümez.