oo- ı, ağmak, bir yana sarkmak, bir tarafa yatmak, eğik bir şekel girmek; ayrı betten oop kelgen mal: ( dağın ) öte yandan gelen sürü; beşim oop, kün batarğa cakındağanda: öğle zamanı geçerek, güneş batmaya yaklaştığında; tön oodu: gece yarısı geçti; tün carım ooğan kez: gece yarısından sonra; iş onğ cağına ooy turğan körnöt: iş iyileşeceğe benziyor; cığılğan ooğanğa külöt ats. :düşen sarsılana gülüyor ; esi oodu: bayıldı, hissini kaybetti, şaşaladı aklını oynatmış; baş ooğan cakka: gözün baktığı tarafa.
oo- ıı: keçke cel ooysunğ bu? : bu akşama kadar aç mı kalacaksın?