oomaluu, değişik, mütehavvil.
oomat ı = nöömöt.
oomat ıı, f. nimet, hayır, iyi sıfat, saadet, muvaffakiyet.
oona- , ağnamak, dabalemek (eşek, et hakkında ) .
oonat- , oona- ‘dan.
oonattır- , et. oonat- ‘tan; at oonattır- , atı ağnatmaya zorlamak.
oonğkura- , bir parça yana yatmak; esi ooğkurap kalğan: hafif baygınlık geçirdi; hafif bir baygınlığa yakın durumdadır.
oopa = oopaa.
oopasız, sebatsız, mütehavvil, hain, sinsi; oopasız düşman: hain düşman.
oopasızdık, sebatsızlık; vefasızlık, değişkenlik.
oopay, ( insan hakkında ) 1. anormal ( aklı başında olmayan ), deli, kaçık; 2. iradesiz.
oopaz, oopos, f. enenmiş öküz.
oor, 1. ağır; oor cük: ağır yük, hamule;2. güç, zor, oor cük: ağır yük, hamule; 2. güç, zor,oor iş: zor iş.
oorçuluk, güçlük, zorluk, zahmetler.
oorçun, çokluk, bolluk, çok, bol, müteaddit, toptan; oorçun köp: pek çok.
oordo- , güçleşmek, müşkülâtlı olmak; yuplar cüğün oordoboyt ats. : savaş atı yükünün ağırlığını sezmez.
oordu, bk. oorun.
oorduk, ağırlık, sıklet; oorduğu beş but: sıkleti beş puddur; 2. güçlük.
oorsok, buzağıyı emzirmeye ihtiyaç olmıyan ( sağmal hayvan hakkında ) ; oorsok uy: buzağıyı yanaştırmadan sağılabilen inek; oorsok koy: kuzuyu yanaştırmadan sağılabilen koyun; balasın emizip saayt, balası ölsö oorsok saayt: ( kırgızlar ) buzağıyı yanaştırarak sağıyorlar, eğer buzağı ölürse buzağısız sağıyorlar.
oorsun- , kendisi için ağır, güç olarak saymak.
Dostları ilə paylaş: |