oordoluu, 1.saraya malik olan;2.çok çoluk-çocuk sahibi olan;3.taraftarları çok olan kimse;ordoluu cılan:büyük yılan yığnağı içinde yaşıyan yılan,yılan yılınağı;ordoluu bay,bk.bay.
ordu,bk.orun.
ordun,kon=orden,
ordur ı, kon.1.=order;2.=orden.
ordur-ıı, ekin, ot biçmeye zorlamak veya müsaade etmek.
organ, r. uzuv.
orğok = orok.
orğu-, 1. fışkırmak, galeyan etmek (su hakkında); cerden orğup çıkkan bulak: yerden fışkıran pınar; 2. şahlanmak, yükselmek, tümsekler teşkil etmek; orğup çıkkan şor: tümseklerle örtülmüş, çorak yer; 3. hoplamak; zıplamak; oynop-orğup: oynayıp sıçrayarak.
orğuçta = orğu-.
orğuçtan-, mut. orğuçta-‘dan; kıyırı orğuçtandı: küplere bindi.
orğuşta = orğuçta-
original, r: orijinal.
oskestr, r. orkestra.
orkıyal, k-a. kaba (tabiat hakkında).
orkoy- kanbur şeklinde çıkık durmak, sivrilip çıkı durmak; omurtkası orkoyup: amudu fıkarîsi kanburlaşmış.
orlo- , hendek, çukur açmak; ak bökön kelip çığılat, aldın kazıp orloso folk. : eğer önüne hendek kazılırsa, beyaz karaca gelir ve düşer.
ormok, turp kömürünün bir çeşidi.
ormokoy, kalın ve biçimsiz burunlu adam.
Dostları ilə paylaş: |