orul-, pas. or-ııı’ten; buuday onuldu: buğday biçildi.
orum, hasat, kaldırma (hasat zamanında) ; baş orum bede: ilk kaldırma yoncası; orto orum: orta kaldırma; ayak orum: son kaldırış.
orun, 1. yer, mahal; ordu (bazan ordu) : onun yeri; boş orun: münhal (açık) yer; orduna: yerine; onun yerine; tar orundar: dar yerler; cüz somdun ordu cok: yüz rublenin yeri gözükmüyor (vesikalara, hesaplara göre,nereye sarfolunduğu belli değil) ; aytkanı orun çıktı: söylediği yerinde imiş, doğru çıktı; orun söz; işe yarayan, makul söz; orundan çık bk. çık- ııı; orun basar: vekil, birinin yerine kalan; 2. yatak; orun sal-: yatak sermek.