orundatıl-, ifa edilmek.
orundatuu, yerine yerleştirme.
orundoo, 1. ifa etme, yerine getirme; aşıra (yahut aşığı menen) orundoo: fazlasiyle yerine getirme; 2.yerine yerleştirme.
orunduu, yerinde olan işe yarıyan, makul; orunduu söz: yerinde ve makul olan söz.
orunsuz, yerinde olmıyan.
oruntultuu, müsbet, sağlam, ciddî ( insan hakkında);ordo kütüp, han bolup, oruntuktuu can bolup folk.: saray edindi, han oldu ve ciddi adam oldu.
orusça. rusça.
orusçala-, rusça konuşmak, bir şeyi rus usuliyle yapmak.
oruş-, hep beraber ekin, ot biçmek.
oruu, hasat; oruu-cıyuu: (ekinleri) biçme ve toplama.
osmo, meşin.
osmok, ima, tellmih.
osmokto-, kinayeler, imalar ile iş görmek.
osol, kötü, fena zayıf; osol tart-: kötüleşmek; osol tartıp kaldı; hastalığı fenalaştı; sözü osol: lâfı kaba; osol bol-: kepaze olmak; osol kıl-: terzil etmek, kepaze etmek.
Dostları ilə paylaş: |