oyluu, düşünce le sarılmış; eki oyluu: tereddüt içinde bulunan, neyekarar vermesini bilmeen.
oymo, 1. oyulmuş, hakkedilmiş; 2. nakşedilmiş, süslenmiş; oymo-çiyme bolup cazılğan afişa: süslü, cicili-bicili olarak yazılmış afiş (duvar ilânı).
oymoçu, oymacı, hakkâk.
oymok, yüksük (yüzük şeklinde olur) ; tuyuk oymok: rus örneği yüksük ( ki bir tarafı kapalı olur); oozu oymoktoy: o kadının ağzı küçüktür (harf.: ağzı yüksük gibi) oymok baş sal-: çidik atmak (kıza).
oymoktuu, 1. yüksüklü; 2. mec. kadın.
oymolo-, kazımak suretiyle yapılan süslere benzemek.