Ö
öbök, menet, dayangaç, destek, yardım, müzarehet; öböğüm cok boldu: desteğim kayboldu (yardımına güvendiği bir yakınını kaybeden kimse böyle söyler) ;taş öbök sal-: (atlı hakkında) eyerin ön kaşına iğilmek.
öböktö-, 1. dayanmak; 2. başını iğmek; 3. asaya dayanarak, ölünün üzerine iğilmek; 4. mec. kanburlaşmak; pek fazla ihtiyarlamak.
öböktöö, işs. öböktö-‘den; öböktöökürüp folk. asaya dayanarak ve (ölü için) hıçkırıp ağlıyarak.
öbülgö, 1. tölgö (bk.) için ücret; 2. hediye; mükâfat; 3. mütekaddim sebep.
öbüş-, öpüşmek, birbirini öpmek.
öbüşüü, işs. öbüş-‘ten.
öcör, her şeye, herkese takılan, inatçı, intikamcı.
öçörlön-, inat etmek,aşırı aksilik eylemek.
öç I, kin, intikam, öç alma; öç al-: hıncını çıkarmak, intikam almak; öçümdü aldım: hıncımı çıkardım, intikam aldım; ekööbüz öçpüz: ikimiz kavgalıyız.
öç- II, 1. sönmek; otöçtü: ateş söndü; ömürü öçtü: öldü; ıy öçtü: ağlama dindi; 2. silinmek, yok edilmek; kat öçtü: yazı silindi; atım öçsün…: ismin yok olsun ( eğer.,)
Dostları ilə paylaş: |