öçürgüs, 1. sönmez; 2. silinmez.
öçür-, et. öçür-‘den.
öçürüü işs. öçür-‘den.
öçürüüçü, söndürücü; ört öçrüüçü: itfayeci.
öğö-, (bir madeni) eğelemek, eğe ile bilemek
öğöl-, pas. ögö-‘den; bir birine öğölüpkalıptır: brbirine sürtünerek silinmiştir
öğöndü, eğe altından çıkan maden tozu, talaş.
öğöö, eğe.
öğöölö-, eğelemek, eğe ile bilemek.
öğöölöt-, et. öğöölö-‘den.
öğörök, ( destanlarda tek kanatlı bir kuşun adıdır.)
öğöt-, et. öğö-‘den.
ögöy, övey; öğöy ata: öyev baba; ögöy uul: övey oğul; ögöy ene: övey anne; ögöy kız: övey kız; ögöy bala: övey çocuk; öz atanğbı, ögöybü? folk.: öz baban mı? övey baba mı?
ögöylö-, övey muamelesi yapmak ( övey anne, övey baba, övey oğul, övey kız hakkında); tamak içimdi ögöylödü: yemek içimi öve gördü (bu yemek bana uygun gelmedi).
Dostları ilə paylaş: |