önğdöş- II, 1. yüz tarafiyle yatmek; 2. birbirine benzemek.
önğdöştür, birbirine yüz tarafıyla bir şeyi istif etmek, koymak.
önödöt-, şu ve ya bu türlü renk veremek.
önğdüü, 1. iyi görünüşte olan, iyi benize malik olan, sağlam, sıhhatli; mal kıştan önğdüü çıktı: hayvanlar kışı iyi (zayıflamaksızın) geçirdiler; 2. benziyen, misli olan; bul önğdüü: bu soyda, buna benzer, bunu gibi; cana başka uşul önğdüü: ve buna benzer başkaları.
önğgö, başka,özge,gayri, geriye kalan, ayrıca.
önğgöç, yahut kızıl önğgöç: yemek borusu; önğgöç tartıp ıyla-: hıçkıra hıçkıra ağlamak.
önğgöçö, bilhassa, hele.
önğgürö-, 1. yüksek sesle böğürmek; 2.feryat etmek.
önğkeldikey, örnek, mostra, model, kalıp.
önğköndö-, iğilerek, bükülerek, gizlenerek yürümek.
önğköy I, baştan-başa, istisnasız, münhasıran; bir önğköy: ayni, yeknesak.
önğköy- II, öne doğru iğilmek; atka önğköyüp min-: ata öne doğru iyilerek binmek; önğköyüp kara-: iğilerek bakmak( derinliğe, aşağıya).
Dostları ilə paylaş: |