öröön II = eröön.
öröpkü-, heyecana gelmek (kalp hakkında); öröpküy kalğan cüröğü emdiğiçe basılğan emes: oynamış yüreği (kalbi) henüz dinmedi; öröpküp turam: (yediğim, içtçğim) boğazıma geliyor; (mide aşırı dolu olduğunda) bulantı hissediyorum; öröpküp söylöy albay kaldı: tıkandı ve söyliyemedi.
öröpküt-, et. öröpkü-‘den.
ört, yangın.
örttö-, kundaklamak, yakmak,yangın çıkarmak, yangın tertip etmek; kamış örttö: saz yakmak; kazan örttö-: kazanı tavlamak.
örttöl-, yakılmak, kundaklanmış olmak.
örttön-, yanmak, tutuşmak.
örttönüü,işs. örttön-‘den.
örttöş-, karşılıklıca kızışmak.
örü-, emeklemek, (kütle halinde) yukarıya doğru çıkmak.
örük, erik.
örülük = örüülük.
örüm, 1. örme, örüş; örümgö çaçım cete elek folk.: saçım örgü yapılacak kadar büyümedi daha, mec. Ben henüz küçük kızım; 2. kamçının, kırbacın kayış olan kısmı.
Dostları ilə paylaş: |