sabaa ═ saba I.
sabak I, a. 1. ders; 2. beyit, mısra; eki sabak ır: iki mısra şiir; 3. bir alım sabak: çok, gereği gibi (miktar manasiyle); bir alım sabak ırtaşıp ciberçi: haydi bakalım, adamakıllı bir şarkı söylesene.
sabak II, sâk, sap; gül sabağı bot. çiçek sapı.
sabakta-, çubukları, yaprakları seçmek bir araya getirmek suretiyle yığmak, biriktirmek.
sabaktaş, ders sınıf arkadaşı.
sabal-, mut. Saba- II’den; sabalğan cün: atılmış yün.
sabala-: el sabalap ele kelip atat: halk çar-çabuk gelmektedir; sabalap cönüştü: (atlılar) koşturarak gittiler; möndür sabalap turat: dolu kamçı çalar gibi yağıyor.
sabaş-, hep beraber dövmek, biri birine dövmek, dövüşmek.
sabaştır-, et. sabaş-‘tan.
sabat I, a. okur yazarlık; kat sabat: alfabelik okur yazarlık; sayası sabat: siyasî okur yazarlık, siyasetten haberdarlık; çala sabat ═ çala sabattuu (bk. sabattuu).
Dostları ilə paylaş: |