A I, taacüp haykırması; taaccüp veya memnuniyetsizlik edasiyle sual; 3



Yüklə 6,96 Mb.
səhifə1403/1828
tarix03.01.2022
ölçüsü6,96 Mb.
#48112
1   ...   1399   1400   1401   1402   1403   1404   1405   1406   ...   1828
saksın- ═ saksılan-.

sakta-, muhafaza etmek, korumak; sarı mayday sakta-: göz bebeği gibi korumak (harf.: eritilmiş tereyağı gibi saklamak); can sakta-: hayatı korumak. yiyecek içecek bulmak, ekmek parası kazanmak,

saktal-, muhafaza edilmek, korunmak.

saktaluu, işs. sakatal-‘dan.

saktan-, korunmak, kendini muhafaza etmek, saktansanğ, soo kalarsınğ ats. korunursan, sağ kalırsın.

saktanuu, ihtiyat, uyanıklık, saktıkta korduk cok ats. ihtiyatta horluk yoktur; saktık kassası: tasarruf sandığı.

saktıyan, f. sahtiyan.

saktoo, korunma, muhafaza etme.

saktooçuu, koruyan, muhafız.

sal I, 1. sal; 2. sal ile nakil; sal ağız (kütükleri) sal yaparak nakletmak.

sal II: sal-manap: mumtaz gençler.

sal III ═ saal I.

sal- IV, 1. salmak, komak; kapkasal-: çuvala komak; ımaret sal-: bina inşa etmek; prezidiumğa sal-: riyaset kurulunun kararına vazetmek (harf.: rıyaset kuruluna salmak); köpçülüktün aldına sal-: ekseriyetten hükmüne nırakmak, kütlenin mahakemesine komak, baştarın cerge salıp: başlarını iğerek (atlar hakkında); kişi sal-: (müzakereler, kız isteme, barışma için) adam yollamak; kuş sal-: alıcı kuşu salıvermek, alıcı kuşla avlanmak; solğo sal-: yola çıkarmak ; işin yoluna koymak; bazarga sal-: pazara, satılığa çıkarmak; bardık ünümö salıp: bütün sesimle; kol sal-: -bk. kol I; zındanğa sal-: hapsa atmak; 2. çocukl düşürmek; bala sal-: çocuk düşürmek; kozu sal-: yavru düşürmek (koyun hakkında); koy arık bolsa. bat ele kozu salıp koyot: koyun zayıf olursa, çabukcak kuzu düşürür; kulun sal-: bk. kulun; 3. yapıştırmak, çalmak (şiddetle vurmak); kamçı menen bir saldı: kaçı ile bir defa çaldı: başka bir saldı: kafayı bir defa yapıştırdı; 4. hareket etmek, yönelmek;üydü küzdöy saldı: ev istikametinde yürüdü; attanıp aldı da, tömön karay salıp ketti: ata bindi ve aşağıya doğru gitti; Aksuunu közdöy ketken kara colğo saldım: Aksu istikametinde giden yol boyunca yürüdüm; 5. önceden tayin ve takdir eylemek; kudaydın salğanı folk. alın yazısı casağan salga: folk. kısmet olur sa; 6. (datif kılığındaki mış’lı şekille): yalandan göstermek, tecahül ve tegaful etmek; körmömüşkö salıp: görmemezlikten gelerek; 7. ala sal-: (uzunca nesne hakkında) bir yandan bir yana çevrilmek: dönmek; eki-üç ala salıp kettim: iki üç kere (yanımla) döndüm; 8. salğan cerden yahut salğandan: durup dururken, ansızın, ortada hiçbir esas ve sebep yokken; meni salğan cerden tildeyt: bana duruo dururken (birden işi tetkik etmeden) dil uzatıyor; salğandan könö koyboyt: bırden bire muvafakat etmiyor; 9. bir şeye güvenmek, bir şeyi tatbik etmek; köptügünö güvenerek; çeçendigine salıp cenğip ketti: belâğetini tatbik ederek yendi; küçünö salıp: kuvvetini tatbik ederek; 10. birinen sala biri: biri ardından biri; biri ötekisinin sözünü keserek; birinin sala biri çukuraşıp: biri birinin sözünü keserek mırıldandılar; 11. sala sal kıl-: başkasına yükletmek; işti biröögö sala sal kılbay, özünğ bütün: işi başkasına yükletmeyip, kendin bitir; 12. sala koymo salağoymo; 13. yardımcı fi’l sıfatiyle hareketin bittiğini yahut aniliğini ifade eder ; alar eşik aldına kele saldı: onlar kapı önüne geliverdiler; sımıbızdı coon sanğa çeyin türüp salıp: şalvarlarımızı butlarımıza kadar sığınarak; caza salbastan murun: yazıvermezden önce; ayta saldı: söyliyiverdi, baklayı ağzından çıkardı; kızımdı bere salayın folk. kızımı (kocaya) verivereyim; kele sala gelir-gelmez; körö sala: görür görmez.


Yüklə 6,96 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   1399   1400   1401   1402   1403   1404   1405   1406   ...   1828




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin