sanaa, 1. çuur, fikir, düşünce; 2. keder tasa, meşgale; sanaam bölö aldı boldu: çok merak ediyorum; sarı sanaa: keder, kaygı; sanaa tartpay kün çıktı: derken güneş de doğdu.
sanaadar, k-f. kederlenmiş olan, kaygılı olan.
sanaalan-, 1. düşünceye dalmak; 2. özlemek, tsalanmak.
sanaalaş, yahut saltasanalaş: fikirdeş: fikir ortağı.
sanaaluu, 1. düşünen; 2. meşgul olan, uğraşan.
sanaarka-, düşünmek, düşünceye dalmak, tasalanmak.
sanaasız, ahmak, düşüncesiz.
sanaasızdık, hamakat, düşüncesizlik.
sanak, hesap, sayım; sanak başkarması: istatistik idaresi; sanaktan ötkür: saymak, hesabını almak.
sanalaş ═ sanaalaş.
sanaluu, sayılmış, sayılı, hesaplı.
sanaş-, hep beraber saymak, hesaba katmak, hesaplasmak; künsanşıp köböy-; günden güne büyümek, artmak; 2. hep birlikte düşünmek; aynı şeyi düşünmek.
Dostları ilə paylaş: |