sayaban, f. fena havadan ve güneşten korunmak için yapılan gölgelik (sayeben); tente (arabada); sayaban araba: kapalı furgon; kapalı araba
sayak, 1. tek başına dolaşan, serseri; sayak menen sağızğanğa ubal cok: ats. serseri ile saksağan için mesuliyet yoktur; sel= sayak: serseriliğe yatgın, barınacak yeri bulunmıyan, yabancı ellerde serserice dolaşan; 2. Kırgız kabilelerinden birinin adıdır.
sayala-, gölgelenmek, gölge altında oturmak.
sayaluu, gölgeli, gölgelenmiş.
sayapker =zayapker
sayasat, a. siyaset, politik; ulut sayasatı: millî siyaset, ulusal politika.
sayasatçı, siyasetçi.,
sayasatçıl, 1. siyaset adamı; 2. politikacı.
sayası, a. siyasî; sayası bölüm: siyasî kısım, şube.
saydır-, et. say- VI’dan ; butun tikenekke saydırdı: bacaklarını dikenle yaraladı; saydırıp koysom oşoğo , bala da bolso, bağınam: folk. eğer o (mızrakla mübarezede) beni yenerse , çocuk olsa dahi ona boyun iğeceğim.