|
seregey, tek başına sivrilip duran.
serek
|
səhifə | 1443/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| seregey, tek başına sivrilip duran.
serek: can serek: bayılma, baygınlık; kök serek: mec. bahçe bekliyen köpek; capan kök serek: mec. kurt (yırtıcı hayvan).
serele-, araları hafifçe açılmış olan dört parmakla ölçmek (karş. sere II).
serenğde-, 1. hareket etmek (küçücük şey hakkında: çocuk, tavşan gibi); 2. sivrilip durmak (herhangi bir küçük nesne hakkında).
serenğdet-, et. serenğde-‘ den; kulakçındın eki kulağın serenğdetip koyo ciberip: kulakıl kalpağın iki kulağını boş bırakarak.
serep: serep sal- =serepçile.
serepçile-, elayasını gözlerine yaklaştırarak yahut dürbünle dikkatle bakmak.
serey-, tek başına sivrilip durmak.
sereyt, et. serey-‘ den; soyul menen sereyte çaap iydi: sopa ile şiddetle vurdu.
sergek, 1. canlı, uyanık; sergek: neşeli, canlı; 2. ihtiyatlı, basiretli, hassas, müteyakkiz, tetikte bulunmak.
Dostları ilə paylaş: |
|
|