sıydı-, et. III’ ten.
sıygız = sıydır.
sıyıl, sığnak.
sıyım, hürmet, itibar.
sayın-, 1. hürmetle iğilmek; 2. himayeye sığınmak; atasına sıyındı: babasının himayesine iltica etti: sığındı; kert başına sıyınat: yalnız kendine güveniyor; küçünö sıyınıp: kuvvetine güvenerek.
sıyınış-, müş. sıyın-‘ dan.
sıyınt, 1. siper, sığınak; 2. istiap.
sıyınt- II. 1. hürmetle iğilmeye zorlamak; 2. himate aratmak; üyünö sıyınttım: evinde saklanmıya mecbur ettim, ben onu evine sığındırdım.
sıyınuu-, hürmetle iğilme.
sıyır-, sıyırmak, kabuğunu soymak; üy sıyır-.: keçe evin örtüsünü kaldırmak.
sıyırıl-, sıyrılmak, kabuğu soyulmak; üy sıyrıldı: keçe evin örtüsü kaldırıldı.
sıyırımta: körsö – barımta, körbösösıyırımta, barıp alıp kel ats.: görürlerse – barımta (bk.) görmezlerse – sıyırımta git ve (ne pahasına olursa olsun) al, getir.
Dostları ilə paylaş: |