sozduktur-, et. sozduk- ‘ tan.
sozdur-, et. soz-‘ dan; tizgin cayıp ciberip, atının arışın sozdurup ciberdi: atını dolu dizgin bırakarak, onun adımlarını hızlattı.
sozğula-, it. soz-‘ dan.
sozğunçuk, uzatma, sürünceme.
sozğunda-, bir parça uzamak, sürüncemede kalmak; iştin ayağı sozğundadı: işin sonu uzadı.
sozmo, 1. uzamış, çekilmiş; 2. sallama (müddeti geçiktirme).
sozolon-, çekilmek, uzamak, uzayıp gitmek, tütün sozolonot: duman uzuyor; sozolonup ırda-: monoton ve uzatarak ırlamak, şarkı söylemek.
sozolont-, et. sozolon-‘ dan.
sozol I: sozul- sıpaa = sıpaa.
sozul- II, uzayıp çekilmek, uzamak; sozulup ele olturat: rahat ve sesiz oturuyor.
sozulma, çekilmiş, uzun, süren, uzayıp kısalan; sozulma ündüü gram. uzun vokal.
sozulmaluu, uzama istidadınalik olan; elâstikı uzatma; sozulmaluu un düü = sozulma ündüü (bk. sozulma).
Dostları ilə paylaş: |