süylönt- et. süylön-‘den.
süylönül-, pas. süylön-‘den.
süylönüü. işs. süylön’den.
süylöö. söyleme, söz, söylev.
süylöök, çok söyliyen, geveze.
süylöş-, konuşmak, sohbet etmek.
süylöştür-, et. süylöş-‘ten.
süylöşüü, 1. konuşma; sohbet; 2.müzakereler, görüşmeler.
süylöt-, söylemeye bırakmak yahut zorlamak.
süymölçök, cevfi sadır kemiklerinden birinin adıdır.
süyö-, dayanmak, desteklemek, tutmak (müzaheret etmek).
süyömöldö-, yardım etmek (tutmak); müzaheret, muavenet etmek.
süyömöldöö, işs. süyömöldö-‘den.
süyön-, dayanmak, söykenmek, yaslanmak.
süyönç, dayangaç, destek.
süyöö, dayama, muzaheret.
süyöölüü, dayanmış olan, desteklenmiş olan.
süyrö-, sürüklemek, yerde çekerek götürmek.
süyröl-, sürüklenmek, yerde çekilmek.
süyrölmö, sürüklenen.
süyrölt-, et. süyröl-‘den; etegin süyröltüp: eteklerini (yerde) sürükliyerek.
süyröndü, sürünen (gayet yavaş yürüyen), geri kalan.
süyrönğ, sürüklenen, süyrönğ çapan: uzun etekli kaftan.
süyrönğdö-, eteklerini sürükliyerek yürümek.
Dostları ilə paylaş: |