süz-, 1. süsmek, tos vurmak: 2. yüzmek; suudan süzüp ketti: suda yüzüp gitti; 3.süzmek: sözgeçten geçirmek; 4.sepetle balık avlamak; 5. köz süz-: kırıtarak, umut vererek gözü yarı kapamak; kunacın közün sözsö, buka cibin üzöt ats.:dana göziyle süzerse, boğa ipini koparıyor.
süzdür-, et. süz-‘den; at menen suuğa süzdürdüm: atı suda yüzdürerek geçtim; muzoo kezeginen süzdürüp, korkup kalıptır: gençliğinden beri korkutulmuş ve şimdi de hep korkuyor.
süzgüç, 1. (karş. tarak) iki yanından sık olan tarak; 2. balık avlama ağı.
süzmö I, at koşumundaki yassı, uzunca,madenî süsler.
süzmö II, peynir.
süzök, yahut süzök ooruu: sürekli (müzmin) hastalık.
süzöktö-, müzmin hastalıktan ıstırap çekmek; köptön beri süzöktöp cüröt: coktan beri rahatsızdır.