|
|
səhifə | 1531/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| şaymanda-,1. tesis etmek; 2. süslemek (bezemek, donatmak).
şaymandan-, teçhiz edilmek; silâhlandırılmak.
şaymandat -, et. şaymanda-‘dan.
şaymandoo, tesisat kurma, teçhisat tedarik etmek; süs ve ziynet gereçlerile teçhiz etmeç
şaytan, a. şeytan, cin; şaytan bassın!: cin vursun!; men kagamın şaytanın! folk. ben onun cininikovarım.
şaytanda-, taşkınlık etmek.
şaytandık, şeytanet, kurnazlık, sokulganlık.
şaytanduu, huzuru yahut hareketi başkalarına felâket getiren adam.
şeer (rad., V). askerî müfreze.
şeetay, çin. şarkî Türkistanda Çin memurlarından biri.
şef, r. önder şef.
şlftik, şeflik.
şek, a. yahut şek-şıba 1.şüphe, şüphelenme; şek cok: şüphe yok, şüphesiz; meninğ şegim senden: senden senden şüphe ediyorum; şek ur-: şüphe etmek; al senden şek şurat: o senden şüphe ediyor; şek urbay cep aldım: şüphelenmeden yedim; şek keltir- yahut şek al-: şüphelenmek; sözünön şek albadı: sözlerinden süphe etmedi; şek al_dır- yahut şek bilgiz-: şüphe uyandırmak; şek aldırbasan süylöyt: şüphe uyandırmaksızın söylüyor,: oşondon şek kılgan cerim bir: bundan şüpheleniyorum; şekşıbasın bilgen kişi barbı!: şüphesi olan kimse varmıdır!; 2. mec. karındaki çocuk (yalnız bu manayla şek denir).
Dostları ilə paylaş: |
|
|