tapan III, 1. hem alçı'sı (bk.), hem taa'sı (bk.) aşınmış olan aşıktır„ ki daima 'kâh alçı yanile, kâh taa yanile durur; 2. meç çevik, kurnaz, hazırcevap, çaresaz; alçı, taanğdı cep koyğon tapan ekenseinğ: kurnazarm elebaşısı imişsin; sen her zaman sudan kuru çıkmanın yolunu buluyorsun.
tapança, f. 1. talbanca, revolver; 2. birçeşit pide adıdır.
tapındık, çeviklik, atikliklik, kurnazlık.
tapatak, noktası notasına, vazıhan, açık; tapatak acırat-: vazıh olarak ayırmak (sınırlarını tayin etmek).
tapatakta-: tapataktap = tapatak
tapatal: tapatal tüştö: güpegündüz.
tapçı, idmancı, antrenör.
tapçıl, sınıf yöününden eksiksiz, sın-fî, kendi sınfına sadık olan; tapçıl tarbıya: sınfî terbiye.
tapıl, apıl sözünün tekidir.
tapır: tapır tapır: şiddetli ayak patırtısını taklittir.