tartalanğda-: biçimsizce hareket etmek, yürümek (ince ve uzun boylu kimse hakkında)
tartalanğdat-, et. tartalanğda -’ dan.
tartanğ = tartağay.
tartanğda- = tartalanğda- .
tartanğdat- = tartalanğdat- .
tartar, su tavuğu (Crex Pratensis) ; suu tartar: Rallus (kuş) .
tartay- , kuru ve uzun kılıkta bulunmak, uzamak, sivrilip yukarıya doğru çıkık durmak; tartayıp birin- serin terek öskön: şurada burada kavaklar sivrilip duruyordu.
tartıl- , pas. tart- ’dan; suu tartılıp kalıptır: su çekilmiş; tabak üç künü tartıldı: aşlar üç gün çekildi (ziyafet üç gün sürdü) ; sotko tartıl- : mahkemeye celbedilmek; et tartıldı: et sofraya verildi; kerney surnay tartılıp folk. : kerney ( bk. ) , zurna çalındı.