|
|
səhifə | 1621/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| tebetay = tebetey.
tebetey = kalpak.
tebil- , tekme yemek.
tebindi, otu hayvanlar tarafından çiğnenmiş olan mahal.
tebirçile- , ayak altında çiğnemek (mes. çimeni) .
tebiş- , müş. tep- II’ den.
tebüü, tepme, tekme atma.
tecemel: tecemel bala: sun’ î usullerle beslenen çocuk.
tee işte, öteki, işte orada: , tee tigi (yahut tee tetigi yahut tee bereki) cerde: tâ öteki yerde, tâ orada.
teecik, 1. ağlayık (çocuk hakkında); 2. anlaşmıya gelmiyen, dik kafalı, geçimsiz.
teek 1. bir küçük değnektir, ki bununla küçük tayın boynuna çıkta (bk.) sıkıştırılır; 2. kapı sürgüsü.
teekte- , teek (bk.) yardımiyle sıkıştırmak; kol teekte- : kolu burup bağlamak.
teele- = teyle- ; malın teeleyt: hayvanları toplıyor (onarı muntazam bir şekle koyuyor) .
teeme = tema.
teep, tep- II’ den gerundif.
tege: mal- tege: hayvan, hernevi hayvan.
tegele = degele.
tegerek, muhit, daire; şaar tegeregindegi: şehir yöresindeki şehir civarındaki; tegerek baş: yabanî havuç.
tegerekte- , kuşatmak, etrafında dolaşmak.
tegerekteş- bir şeyi hep beraber kuşatmak, bir şeyin çevresinde hep birlikte durmak.
Dostları ilə paylaş: |
|
|