|
tınım, 1. soluma (bir nefes alma ve verme)
|
səhifə | 1648/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| tınım, 1. soluma (bir nefes alma ve verme) ; tınım ubakıt ötkön sonğ: birkaç lahzadan sonra; 2. sükûnet bulma, istirahat, huzur; tınım tap- : rahatlanmak; kündüz tınım, tündö uyku bilbeyt: gündüz rahat, gece uyku görmüyor; 3. sükûn, fasıla, pause; 4. teneffüs.
tınımsız, duraksız, durmaksızın, fasılasız, arasız, nefes almaksızın; tınımsız iş cuması: fasılasız iş haftası.
tınımsızdık tevakkufsuzluk, fasılasızlık.
tınış I, 1. soluma; 2. ara, pause: tınış belgisi: noktalama işareti.
tınış- II, müş. tın II’ den.
tınoo, 1. solurken çıkarılan buğu yahut hava; 2. sükûnet, rahatlık.
tıntık, 1. küçük (insan hakkında) ; 2. küçük ve basık burunlu.
tıntıy- , 1. küçük olmak (insan hakkında) ; 2. küçük ve basık burunlu olmak.
tıp I, tı hecesiyle başlayan sözlere takviye için katılır (ör. bk. tırmak) .
tıp II: tıp ele oltura kalasınğ, cürsönğçü! : tıp diye oturuveriyorsun; yürüsene!
tıpıldaş- , şıp şıp etmek; camğırdın tamçıları tıpıldap cerge tüştü: yağmur damlaları şıp şıp yere düştüler.
Dostları ilə paylaş: |
|
|