tırış- II, 1. büzülmek, kırışmak; 2. mec. çalışmak, çabalamak.
tırışış- , müş. tırış- II’ den.
tırıştık, çalışkanlık, gayret.
tırıştır, et. tırış- II’ den; kol tırıştır- : kolları burmak.
tırışuu, çalıma, çabalama.
tırıyke, r. kon. 1. triko; 2. yünlü (kumaş) .
tırkıra- = dırkıra- .
tırma, kaşımak, tırmalamak.
tırmak, 1. tırnak, pençe; tırmaktay yahut tıptırmaktay: küçük, tırnak kadar; tıp-tırmaktay bala: küçücük çocuk; kan tırmak: hunhar, kana susamış, yırtıcı; capa tırmak: hepsi birlikte, toptan, kütle halinde; cez tırmak (harfiyen: bakır pençe) = cez tumşuk (bk. tumşuk I) ; karğa tırmak: Kırgız tezyinatından bir çeşididir; 2. = tırmook.
tırmakça, (gramerde) tırnak işareti.
tırmaktuu, 1. pençeli; 2. mec. yırtıcı hayvan; barmaktuular batabı? tırmaktuular tiyebi? folk. : parmaklılar batıyor mu? pençeliler dokunuyor mu? (insanlar cür’ et edebilir mi, yırtıcı hayvanlar ilişebilir mi? )
tırmala- 1. tırmalamak, kaşımak; ser tırmala- : tarla sürgüsü geçirmek; 2. tırmanmak.
Dostları ilə paylaş: |