topçu II. düğme; müyüz topçu: kemik düğme; sedep topçu: sedef düğme.: keregenin topçusu: kerege (bk.) ‘nin değneklerinin birleştiği bnoktalarda onları birbirine pekitmeye yarayan sırım düğümü; topçu baş Cnicus benedictus otu; bostanlarda biten Carduus-Cirsiumotu.
topçula-, düğmelemek.
topçulan-, düğmelenmek.
topçuluk, (karş. közönök): düğmeleri iliklemek için) giyim üzerine dikilen ilmik.
topli = tupli.
topo I: topo tonop: soyup-soğana çevirerek.
topo II = topurak.
topol = tokol I; tüpöksüz toopl nayza alıp folk.: kısa ve gündersiz mızrağı alarak.
topolonğ, 1. bir koyun salgın hastalığının adıdır; 2. karışıklık. panik, isyan, kargaşalık; topolanğun tozduru: darma-dağınık etti. Tarumar eyledi; çanğ -topolonğ kıl-: tam karışıklık meydana getrimek. Her şeyi alt-üst etmek.