|
|
səhifə | 1732/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| tuyaksız, 1. tuynaksız (tırnaksız); 2. mec. çocuksuz, zürriyetsiz; tuyaksız ötüp ketembi? zürriyetsiz mi ölüp gideceğim? (iyi midir bu-).
tuyarman, kahin istikbali gören.
tuyarmandık, kehanet basiretlilik kablelvuku his.
tuyğak = tuyak.
tuyğu ı. basiret, uyanıklık.
tuyğu ıı. uygu sözünün tekidir.
tuygun, 1. beyaz atmaca (astur palumbarisus); kasa tuyğun: en iyi, hakiki atmaca; 2. ruhun sık sık tesadüf edilen sıfatıdır.
tuyla-, sıçramak, kıç atmak, cesurluk taslamak. horozlanmak; kan tuylayt: kan kaynıyor.
tuylak tay ıı-‘nin tekidir.
tuylan-, mut. tuyla-‘dan; cürök tuylandı: kalp çarpıntı yaptı.
tuylaş-, müş. tuyla-‘dan.
tuylat-, et. tuyla-‘dan.
tuytanğ, taytanğ sözünün tekidir.
tuytun-, servet edinmek.
tuytunda- = tuytun-.
tuytunğ, söz dinlemez, nazlanan.
tuytunğda-, kıvranmak. memnun olmayıp çırpınmak söz dinlememek.
tuytunuş, servet edinme, kazanç, kar.
tuytunuu = tuytunuş.
tuyuk, 1. kapalı. çıkmaz; tuyuk soy-: (deriyi) tulum şeklinde yüzmek; tuyuk col: çımaz yol; közü tuyuk: kara cahil; cuurkandı tuyuk uç kılıp cattım: yorğanın bir yarısıyla örtünerek, öteki yarısını da altıma sererek yattım; tuyuk karagay: bütün küknar kütüğü; tuyuk kat: imzasız mektup; 2. sertleşmiş bikir zarı; 3. koz tayin etmeden “aptal bırakma” maksadile kağıt oyunu.
tuyukta-, yolu kapatmak, geçilmez bir hale koymak.
tuyuktal-, bir şeyin içine alınmak, bir çıkmaza girmek. içinden çıkılmaz bir çalılığa girmek.
Dostları ilə paylaş: |
|
|