səhifə 1759/1828 tarix 03.01.2022 ölçüsü 6,96 Mb. #48112
uçkaştıruu, işs. uçkaştır-‘dan.
uçkaşuu, işs. uçkaş-‘tan.
uçkayak. 1. (at hakkında) ateşin, hızlı yürüyüşlü, fakat dayanıksız; 2. mec. kararsız. dönek, hafif. sebatsız.
uçkuç, tayyareci, pilot.
uçkul, çabuk uçmaya müsait olan. hızlı olan.
uçkun, 1. kıvılcım; uçkun miting: seyyar miting ; uçkun aldında keldi; birinci olarak, başkalarının önünde geldi ; 2. hububat savururken bir yana uçan çörçöp.
uçma, dağın karla örtülmüş oaln dik yamacı.
uçmak = uçmak.
uçmoyul, efsanevi bir yılanın adıdır.
uçot, r. hesap, sayım.
uçsuz, sonsuz.
uçta-, 1. ucunu sivriltmek, açmak (kurşun kalemi); 2. eklemek (mes. yeni).
uçtal-, 1. ucu sivriltmek; uçtalğan karındaş: açılmış. ucu sivriltilmiş kurşun kalemi ; 2. eklenmek (mes. yen hakkında).
uçtaş-, uçlarıyla birleşmek.
uçtat-, uçlatmak; uç taktırmak.
uçtuk: çaç uçtuk: saçbağı (saç örgüsüyle birlikte örülen kordele).
uçtuu. sivri ucu bulunan, sivri uçlu.
uçuk. 1. (ısıtmadan) dudaklarda çıkan kabarcıklar, uçuk; erdime uçuk çıktı: dudağıma uçuk çıktı; kurğak uçuk: verem; kurğak uçuk dispanseri: verem dispanseri.
uçuk ıı, 1. bir uçuk cip: (tek iplikle dikerken iğne gözüne geçirilen) iplik ucu (parçası); silerdinğ uçuğunğar uzarbayt: siz hangi hususta başkalrından daha yükseksiniz! (harfiyen: sizin ipliğiniz uzamaz); ertenğeği uçuk keçke cetpe, keçki uçuk ertenğge çetpe!: sabahki uçuk (iplik parçası) akşama kadar yetme , akşamki uçuk sabaha kadar yetme! (köçöt esnasındaki yakarış; bk. köçöt 2); 2. sezdirmeksizin, giyimine iplik parçası takan kadına, erkek tarafından verilen hediye; 3. (rad.) sivri dağ tepesi. dağın zirvesi.
Dostları ilə paylaş: