uçukta-, 1. uçuğu tedavi etmek (bk. uçuk ı); 2. mec. korkutmak, göz dağı vermek.
uçuktat-, et. uçukta-‘dan.
uçuktoo, 1. uçuğu tedavi etme (bk. uçuk ı); 2. mec. göz dağı verme. tehdit etme.
uçun-, (karş. elinde- 2) (tek tırnaklı hayvanların erkeklerinde) kendini tenasül uzuvların şişmesiyle gösteren bir hastalıkla hastalanmak; ayğır uçunsa at bolot, at uçunsa, et bolot ats.: aygır hastalanırsa at olur at hastalanırsa et olur (kesilir).
uçur ı, 1. vakit, an, fırsat; 2. öz uçurunda: zamanında; kurç uçur: had dakka; mınday uçurlarda: bu gibi hallerde; 3. mevsim.
uçur- ıı, uçurmak; kalp uçur-: yalan atmak; attan uçurup tüşür-: attan çekip düşürmek.
uçura-, karşılamak; rastgelmek; cutka uçura-: cut’a duçar olmak (bk. cut ı); tüsü cılanday uçuradı: benzi yılanı andırdı (o kadar menfur gözüktü).