|
ugumduu, kulağa hoş gelen; ahenkli.
ugumduuluk-
|
səhifə | 1762/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| ugumduu, kulağa hoş gelen; ahenkli.
ugumduuluk-, söz ugumduuluğu: söz dinleyicilik.
ugumsuz, kulağa nahoş gelen; ugumsuz dabış: kulağa nahoş gelen ses.
ugut, malt: arpa küspesi; arpa posası.
ugultuu, 1. alköllü (içki hakkında); 2. mec. ateşli (insan hakkında); uguttuu cigit: canlı atılgan delikanlı.
uguu. 1. işidileni kavrama; 2. anlama, idrak.
uguçuu; dinleyici.
uguz-, işittirmek, bildirmek.
uguzuu. işs. uguz-‘dan.
uk-, dinlemek, işitmek: duymak; uktunğbu?: işittin mi?; til uklaf işitmek (takdir edici sözlere maruz kalmak).
ukala- oğmak, oğalamak, masaj yapmak.
ukalat- et. ukala-‘dan.
ukalatuu, işs. ukalat-‘tan.
ukaloo, oğalama, oğuşturma.
ukaz, r. işs. ferman.
ukkuluktuu, 1. anlaşılır, vazih; 2. kulağa hoş gelen; ukkuluktıı kılıp ırdap: kulağa hoş gelecek tarzda şarkı söyleyerek; ukkuluktuu sonun müzika: iyi, hoş müsiki.
ukkus: adam ukkus til menen tildeyt: insanın dinleyemeceği bir tarzda sövüp sayıyor.
ukmaksan, işitmemezlikten gelmek; ukmaksan bolup: işitmemezlikten gelerek.
Dostları ilə paylaş: |
|
|