bak III(bak – bak 1) keçi sesini taklit; 2) mırıldanma: bak-bak etip süylöp atasınğ : mırıldanıyorsun, boş lakırdı söylüyorsun.
bak IV, bakmak, gözkulak olmak: meşgul olmak ; terbiye etmek, itina etmek (bakmak) ;kolgo baga turgan mal : evcil hayvan; başbak : kafayı hafifçe çıkarmak eşikten baş bagıp karadı : kapıdan başını çıkararak baktı; baş bagıp kirerde : tam girecek yerde, madhalde; tam girerken; can bak : dirlik etmek : geçinmek (guda ve mesken bulmak) ban baktı : evfinde oturmıyan; ikram edilmeyi umarak , yabancı avlularda dolaşan.
baka I, kurbağa; köl baka : su kurbağası ; taş baka kaplumbağa ; baka baş : karaluş çeşitlerinden biri ; baka calbırak bk. calbırak ; bakanın özü çöldö bolso da, közü köldö ats. : kurbağanın kendisi çölde olsa gözleri göldedir; sekirgen bakaga cetpey kaldı : onun kanatları kırpılmıştır; eski kuvvetini kaybetti ( harfiyen : o, zıplayan kurbağaya yetişmek iktidarında değildir).
baka II,üzerinde değirmen üst taşının döndüğü kazık.
baka III, baka-şaka : takırtı; gümbürtü; karmakarışıklık; karışıklıkla beraber gürültü, patırtı.
bakal I a. bakkaliye; bakkal; bakl soda : bakkaliye ticareti ; bakal buyum : bakkaliye malları.