üyör 1.dağdan sel gibi akan çay; 2. ilkbahar buz parçaları akıntısı.
üyörlön-, şarıldamak, kaynamak (coşkun sel hakk.).
üyöz, tar . r. 1.kaza, sancak; 2. kaymakam, kazanın yüksek mülkiye memuru; 3. kaza müdürlşüğü (kaymakamlık dairesi).
üyözdük, tar. kazaya müteallik; üyözdük kümitet: kazanın işleriyle mesgul komite.
üyrön-, öğrenmek, talim görmek (Acc.ile); men traktor aydoonu üyrröndüm: ben traktör sürmesini öğrendim; kılğanınğ kişi üçün bolso, üyröngönünğ özünğ üçün ats.: yaptığın (iş) başkası için ise, öğrendiğin içindir..
üyrönçük, talebe, öğrenici, müptedi (mes. bir muharrir)
üyrönüş- müş. üyrön-’den.
üyrönüü işs. üyrön-’den.
üyröt-, öğretmek [birisine (Dat.) bir şeyi (Acc.) ]; mağa traktor aydoonu üyröt!: bana traktör sürmesini öğret!; uuluna temirçilikti üyröttü; oğluna demircilik zannatını ömğretti.